Evdeki Patili Dostlarımızdan Alabileceğimiz 10 Benzersiz Hayat Dersi

Evdeki Patili Dostlarımızdan Alabileceğimiz 10 Benzersiz Hayat Dersi

Yorgun argın işten dönüp eve geldiğinizde sevinçle üzerinize atlayan bir köpeğin ya da ayaklarınıza sürtünüp kendi lisanınca size “Hoş geldin” diyen bir kedinin verdiği mutluluk gibisi yoktur. Evde patili dostlarla yaşayanlar bu duyguyu çok ama çok iyi bilirler.

Ancak tüm iyi ve kötü anlarımızın ortağı bu saf sevgi yumaklarının insanlara kattığı çok başka erdemler de var. Bakın patili dostlarımız kendi dünyalarında yaşıyor gibi görünürken aslında bize ne hayat dersleri veriyorlarmış…


“Anı yaşamak mutlu eder!”

Aslında yalnızca kedi ve köpekler değil tüm hayvanlar hayatı “anlık” yaşarlar. Yani onlar için geçmiş pişmanlıkları ya da gelecek kaygıları yoktur. Bu yüzden de sevimli dostlarımız, küçük bir lastik topun peşinde koştukları anların ya da sizinle geçirdikleri keyifli dakikaların tadını “anda kalarak” çıkarırlar.

“Merak en eğlenceli öğretmendir.”

Köpekler ve özellikle de kediler her zaman meraklı, her zaman keşfetmeye meyillidir. Her ne kadar “Merak kediyi öldürür” gibi sevimsiz bir kalıplaşmış söz olsa da bitmek tükenmek bilmeyen merakları, aslında minik dostlarımızı hayata bağlar ve sürekli yeni şeyler deneyimlemelerine yardımcı olur.

“İçgüdü ve sezgiler genelde doğruyu söyler.”

İtiraf edelim birçoğumuz içimize sinmeyen bir şeylerin içinde olduğumuzu hissettiğimizde, bir süre sonra bu hislerin boşuna olmadığını fark ederiz. İşte hayatı mantıktan ziyade içgüdü ve sezgileriyle yaşayan patili dostlarımızdan öğreneceğimiz en önemli şeylerden biri de günlük hayatta genelde gereken önemi vermediğimiz sezgilerimize kulak vermektir.

“Oyun ve eğlenceyi hayat rutinine katmak gerekir.”

İş / okul, ev işleri, ekonomik sorunlar ve ailevi sorumluluklar derken hangimiz düzenli olarak eğleniyoruz ki? Peki sizce alelade bir oyuncakla saatlerce oynayan bir köpeğin ya da kağıttan bir topla aşk yaşayan bir kedinin oyun oynamayı yemek yemekten farksız bir ihtiyaç olarak görmesi ilham verici değil de ne?

“Kin tutmamak ve küsmemek ruhunuzu dinç tutar.”

Evcil hayvanlarla yaşayanlar iyi bilirler. Bu sevimli arkadaşlar bazen oyunun dozunu kaçırıp duracakları yeri bilemeyebilir ve bu durum minik gerilimlerle sonuçlanabilir. Ancak böyle durumlarda siz onlara ne kadar kızarsanız kızın onlar size asla küsmezler ve kalp kırıklıklarını uzatmazlar. Ve bu katıksız sevgi felsefesi bizce onlardan öğrenilecek güzelliklerin başında gelir!

“Her şeyi aynı anda düşünmek / yapmak çoğu zaman iyi değildir”

Modern ofis insanının laneti “multi-tasking” olma gerekliliği kedi ve köpeklerin dünyasına asla uğramaz. Onlar için aynı anda yapılacakların sayısı her zaman birdir ve o şeyi yaparken hakkını vermek gerekir. Psikologlar bile aynı anda çok fazla şey yapma / düşünmenin zihin ve ruh sağlığı düşmanı olduğunu savunurken patili dostlara biraz kulak vermeye ne dersiniz? :)

“Doğada olmak günlük streslerin en iyi ilacıdır.”

İri ırk bir köpeği yemyeşil kırlara salın ve ortaya çıkan enerjiyi seyredin! Emin olun stres denen modern yaşam hastalığının en iyi ilacının doğa olduğunu o anda anlayacaksınız…

“Eğer birini gerçekten seviyorsanız sevginizi her fırsatta gösterin.”

Kediler ve köpekler birlikte yaşadıkları insanlara duygularını göstermeye bayılırlar. Köpekler doğaları gereği biraz daha temas düşkünü ve sırnaşıkken, kediler duygularını minik göz kırpmalarla ve sürtünmelerle belli ederler. Ancak “insanlarına” sevgilerini her gün belli etmeyen hayvan yok gibidir. Peki biz sevdiklerimize onları sevdiğimizi ne sıklıkla gösteriyoruz? İşte patililerin bize düşündürdüğü bir diğer önemli şey de bu.

“Minik rutinlere sahip olmak insanı sağlıklı ve huzurlu kılar.”

Hem kedilerin hem de köpeklerin yeme – içme; sosyalleşme, temizlenme ve oyunla ilgili küçük günlük rutinleri vardır. Gözlemlediğinizde bu rutinlerin neredeyse her gün eksiksiz şekilde gerçekleştiğini ve aslında bu rutinlerin kendi içinde bir “hayatımdan memnunum” mesajı olduğunu görürsünüz.

“Her duyunuzun keyfini çıkarmak hayattan aldığınız hazzı katlar.”

Tabağınızdaki yemeği yavaş yavaş, tadını çıkararak yemek; en sevdiğiniz parfümü ya da vazodaki çiçekleri doya doya koklamak, sabah vaktinde dışarıdan gelen kuş seslerine kulak kabartmak ve doğadaki çeşitli yüzeylere merakla dokunmak hayattan aldığınız keyfi katlar. Tıpkı kesin burunlu bir köpek ve damak tadına düşkün bir kedi gibi…


1 yorum


  • Oya Kum

    Bu açıdan bakınca detayıyla öyle iyi geldi ki yazınız. Zevkle okutturdunuz👍🏻 Bir kedi annesi olarak😊3.kızıma bakışım zaten farklı da, daha da derin olacak🌺


Yorum Yaz

Yorumlarınız onaylandıktan sonra paylaşılmaktadır.

Bu site reCaptcha ile korunuyor. Ayrıca bu site için Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.